Burun etlerim sakat bırakıldıktan sonra zamanla iyileşmesini beklemek yerine, doktorlar adına nispeten uygulaması daha kolay olan prp tedavisini yaptırmaya karar verdim. Türkiye içinde bunu burun etlerine yapmayı kabul eden doktorla çok doktor gezmeme rağmen karşılaşmış değilim. O yüzden Almanya'da bulunan Dr. Robert Bodlaj ile görüştüm. Randevu ayarlaması çok sıkıntılı oldu, adamın kapısına çat kapı gittik. Kendisi oldukça meşguldü fakat beni kabul etti. Durumu anlattıktan sonra "üçüncü dünya ülkelerinde hala bu tarz ameliyat yapan doktorlar ne yazık ki var." dedi Birleşik Devletler'de bu sıkıntıyla yaşamaya çalışan insanların varlığından belki de bihaber şekilde. Gerçi oradaki sağlık sistemi de 3. dünya ülkelerini aratmayacak kıvamda.
Burun içi incelemeyi yaptı, "bu boş burun sendromudur fakat kesinlikle öyledir diyemeyiz çünkü bunu kanıtlayabilecek testlerimiz ne yazık ki şimdilik yok, İsviçre'de bir grup bilimadamıyla (İsviçreli bilimadamı ekolü) burun içi basınç noktaları üzerine ortak bir araştırma yapıyoruz onların büyük bilgisayarları var (ne demekse), belli bir süre sonra bu problemi kanıtlayabilecek güçlü delillerimiz olacak." dedi. Kendisi gene de bu tarz hastalara kullanabilmeleri açısından boş burun sendromu oldukları ile ilgili bir rapor veriyormuş. Ben almadım çünkü 400 Euro fazladan verip bir gece orada kalmam gerekecekti.
Prp tedavisinden önce iki burun deliğinin içine de uzun birer pamuk parçası yerleştirdi ve dışarıda 20 dakika dolaşmamı istedi. Pamuklarla daha yavaş ve normal nefes alabilmeye başladım fakat nefes alırken ciğerleri tam dolduramama, rahat nefes alamama hissi devam etti. Kendisi bunu pamuğun yabancı bir madde olmasıyla açıkladı. İmplantların burun içi lateral wall denen bölgeye yerleştirileceği için orada olan dokunun septuma yani burunun ortasındaki kıkırdak yapıya doğru genişletileceğini ve hava geçişinin azaltılmasının amaçlandığını, genişletilen doku kişinin kendisine ait olduğundan havayı hissetme ihtiyacının bir ölçüde giderileceğini söyledi. Bu implant tedavisini Birleşik Devletler'de Dr. Steven Houser ve Dr. Subinoy Das yapıyor. İkisinin de ikameti Ohio. Özellikle Steven Houser çok deneyimli ve yıllardır Alloderm adı verilen bir madde ile bu ameliyatları gerçekleştiriyor. İmplant tedavisi bazılarının bütün problemlerini ortadan kaldırırken bazılarında hiç işe yaramıyor ve anladığım kadarıyla en ucuzu -ki bu kullanılan materyalle orantılı- 10.000 Dolar.
Prp Uygulaması
Koldan prp için kan alındı, kanın hazırlanması 20 dakika sürdü, o sırada burun içine anestezik maddeli bez parçaları koydular. Doktorun prpyi uygulaması 10 dakika sürmedi. Sarı ve kırmızı sıvı ile dolu iki enjektörle uyguladı. Prp sonrası oldukça fazla kan aktı, buruna tampon yapmak durumunda kaldık. İlk gece burun içi dolu bir şekilde ağız açık uyudum. Ertesi gün temizliğini gerçekleştirebildim. Prp tedavisi yaptıralı daha bir ay olmadı şimdilik burun içi eskiye oranla çok daha nemli. Her sabah kalktığımda burun içinden kanlı kabuk temizliyordum, prp sonrası kanlı kabuklarda ciddi azalma gözlemledim. Uyku halen çok kötü, derin uyku uyuyabildiğim söylenemez.
Toplam 600 küsur Euro bir ücret ödedik. İki burun etine de uygulandı, boğulma hissi biraz daha iyi gibi ama bunun nemle de alakası olabilir. Toplamda 7 ya da 8 kere prp tedavisi uygulatmadan kalıcı bir iyileşme beklenmemeliymiş, gerçekleşecek iyileşme de muhtemelen sınırlı olurmuş falan filan. Daha sonra bu problemin farklı taraflarına değinerek yazıya devam edeceğim.
Gene bir boş burun sendromu mağduru Uzay ve Havacılık alanında çalışan bir mühendisin bu problemin tanımlanması için verdiği çabanın nasıl büyük bir araştırmaya dönüştüğünü ve boş burun problemini bütün çıplaklığıyla nasıl gözler önüne serdiğini aşağıdaki linkte bulabilirsiniz. Adamın ismi Peter, Computational Fluid Dynamics ile harikalar yaratarak bu tarz ameliyatları düşüncesizce yapan "doktor"ların ne kadar yetersiz olduklarını da güzel güzel anlatmış. "Uzmanlığını yaptıktan sonra bölümüyle ilgili bir tane uluslararası makale okumayan adama ne denir?" i de gayet güzel açıklamış.
Mühendis Link: http://emptynosesyndromeaerodynamics.com/
Dr. Robert Bodlaj Almanya Link: http://www.schlafmedizin-praxis.de/
4 Ekim 2016 Salı
13 Mayıs 2016 Cuma
Boş Burun Sendromu
Boş burun sendromu hayatı cehenneme çeviren, alınan her nefeste kendisini
hatırlatan ve birçok insanın canına kıymasına sebep olan iatrogenic bir durum.
Bu hastalığın bir kısmından muzdarip bir insan olarak birkaç tavsiyem var.
Bu durum burun etlerinin alınması sonucu oluşuyor. Burun eti için yapılan ameliyatlar da farklı farklı. Eskiden burun etlerini kırt kırt kesiyorlarmış, gittiğim k.b.b. Doktoru bu ikilemeyi kullandı. Sonra koterle yakma evresine geçilmiş ve şimdilerde ise nispeten çevre dokuya az zarar veren ama burun etinin de küçülmesini sağlayan radyofrekans yöntemi revaçta. Bu operasyonlardan en tehlikelisi total inferior ya da total middle turbinectomy dedikleri cerrahi işlem. Sağlı sollu üçer tane bulunan burun etlerinin bir veya birkaçının tamamının kesilmesi yani. Bu operasyonu yapan "doktor" da genelde hastasını "sen kafana çok takıyon yea" diye yatıştırmaya çalışır. Ama hasta için hayatının değiştiğini uyuyamadığı geceler, burun kuruluğu ve parodoxical obstruction acı acı gösterir.
Paradoxical obstruction hastanın burnundan içeri giren havayı hissetmemesi sonucu ortaya çıkar. Burun içerisinde yer alan konkalara trigeminal sinir uçları ulaşır ve bu sinir uçları konkanın genelinde bulunan ısı, basınç vs. Sensörleriyle beslenir ve kişinin bilgisi olmaksızın konkayı büyütür ya da küçültür. Yapısı gereği fazla damarlı ve vascular olan konka bazı durumlarda aşırı şişer ve inmez. İnmediği zaman kronik burun tıkanıklığı yapar ve müdahale edilmesi gerekir. En zararsız müdahale işlemi radyofrekanstır. O da aslında dokuya zarar verir ve ısıtarak küçülmesini sağlar. Doku kesme ya da yüksek sıcaklıkta yakma durumu söz konusu olmadığı için konka kendisini toparlar ve hasta bir süre açık burnunun keyfini sürer. Radyofrekansla tedavi edilen hastaların konkaları genellikle tekrardan büyür. Doktorlar ne kadar aksini söylese de insanların geneli için durum böyledir. Altta yatan sebep hedef alınmadıkça konkadan yana hastanın yüzü gülmez. Altta yatan sebep de deviasyon ya da mevsimsel alerji değilse bulunması kolay olan bir şey değildir.
Burundan giren havayı hissetmeyen hasta boğuluyormuş hissine kapılır. Diyafram kasında sürekli bir yumruyla dolaşıyormuş hissi yaşar. Gece uyurken burundan giren hava burun tarafından hissedilmediği için trigeminal sinir uçları tarafından beyne "nefes alamıyorsun uyan" mesajı gönderilir ve hasta gece boyunca defalarca uyanır. Boş burun sendromunun en kötü semptomu budur. Yeterli uyuyamayan hasta depresyona girer ve diğer sağlık sorunları da beraberinde zamanla gelir.
İlk önce yapılması gereken burnu sürekli nemli tutmaktır. Bunu da eczaneden alacağınız nazal nemlendiricilerle yapabilirsiniz. Daha sonra uyku problemine çözüm bulmak için hızlıca harekete geçilmelidir. Hasta uykuya dalsa bile sık sık uyanacağı için onu uykuda tutacak bir ilaç ilk etapta faydalı olacaktır. Bunun için mirtazapine etken maddeli ilaçları öneririm. Remeron ya da mirtaron insanların genelinde yan etki olarak ağır uyku yapar ve uykuda kalmayı sağlar. Bu ilaçların yanı sıra diazem gibi benzo sınıfına ait ilaçlar da uyutabilir ama bu ilaçların sık kullanılması ciddi problemlere yol açtığından kullanılmamasında fayda var.
Hasta ilk şoku atlattıktan sonra yapması gereken en acilinden bir uyku testidir. Uyku testi sırasında kandaki oksijen miktarı ve kalbin dakikadaki atış hızı en önemli iki göstergedir. Kandaki oksijen miktarı azalıyorsa bu hastanın nefes almayı durdurduğu anlamına gelir. Bu aşamada uyku apnesi akla ilk gelen problemdir. Uyku apnesi de üçe ayrılır: obstrüktif, merkezi ve bileşik. Obstrüktif burunun içindeki etlerin şişmesinden ya da boğazda yer alan yumuşak dokunun çökmesi yüzünden oluşur. Merkezi olanı sinir sistemi ile alakalıdır ve hastanın beyninin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller gönderememesiyle ortaya çıkar. Bileşik olanı da ilk ikisinin karışımı işte. Boş burun sendromuna sahip hastaların birçoğu cpap, bipap cihazları ile daha rahat uyuduklarını forumlarda anlatmışlar. Ben de uyku testimi yaptırdıktan sonra muhtemelen bu cihazlardan bir tanesini alacağım.
An itibari ile bu durumun ne yazık ki bir tedavisi yok. Fakat bu yakın gelecekte de olmayacağı anlamına gelmiyor. "adipose derived stem cell therapy" yani yağdan alınan kök hücre tedavileri atrofik yani işlev göremeyen konka mukozasına iyi geliyor ve burun içi kurumasından kaynaklanan kabuklanmayı ortadan kaldırıyor.
Konu ile ilgili aktarılabilecek çok bilgi var. Daha sonra güncelleyeceğim.
Bu durum burun etlerinin alınması sonucu oluşuyor. Burun eti için yapılan ameliyatlar da farklı farklı. Eskiden burun etlerini kırt kırt kesiyorlarmış, gittiğim k.b.b. Doktoru bu ikilemeyi kullandı. Sonra koterle yakma evresine geçilmiş ve şimdilerde ise nispeten çevre dokuya az zarar veren ama burun etinin de küçülmesini sağlayan radyofrekans yöntemi revaçta. Bu operasyonlardan en tehlikelisi total inferior ya da total middle turbinectomy dedikleri cerrahi işlem. Sağlı sollu üçer tane bulunan burun etlerinin bir veya birkaçının tamamının kesilmesi yani. Bu operasyonu yapan "doktor" da genelde hastasını "sen kafana çok takıyon yea" diye yatıştırmaya çalışır. Ama hasta için hayatının değiştiğini uyuyamadığı geceler, burun kuruluğu ve parodoxical obstruction acı acı gösterir.
Paradoxical obstruction hastanın burnundan içeri giren havayı hissetmemesi sonucu ortaya çıkar. Burun içerisinde yer alan konkalara trigeminal sinir uçları ulaşır ve bu sinir uçları konkanın genelinde bulunan ısı, basınç vs. Sensörleriyle beslenir ve kişinin bilgisi olmaksızın konkayı büyütür ya da küçültür. Yapısı gereği fazla damarlı ve vascular olan konka bazı durumlarda aşırı şişer ve inmez. İnmediği zaman kronik burun tıkanıklığı yapar ve müdahale edilmesi gerekir. En zararsız müdahale işlemi radyofrekanstır. O da aslında dokuya zarar verir ve ısıtarak küçülmesini sağlar. Doku kesme ya da yüksek sıcaklıkta yakma durumu söz konusu olmadığı için konka kendisini toparlar ve hasta bir süre açık burnunun keyfini sürer. Radyofrekansla tedavi edilen hastaların konkaları genellikle tekrardan büyür. Doktorlar ne kadar aksini söylese de insanların geneli için durum böyledir. Altta yatan sebep hedef alınmadıkça konkadan yana hastanın yüzü gülmez. Altta yatan sebep de deviasyon ya da mevsimsel alerji değilse bulunması kolay olan bir şey değildir.
Burundan giren havayı hissetmeyen hasta boğuluyormuş hissine kapılır. Diyafram kasında sürekli bir yumruyla dolaşıyormuş hissi yaşar. Gece uyurken burundan giren hava burun tarafından hissedilmediği için trigeminal sinir uçları tarafından beyne "nefes alamıyorsun uyan" mesajı gönderilir ve hasta gece boyunca defalarca uyanır. Boş burun sendromunun en kötü semptomu budur. Yeterli uyuyamayan hasta depresyona girer ve diğer sağlık sorunları da beraberinde zamanla gelir.
İlk önce yapılması gereken burnu sürekli nemli tutmaktır. Bunu da eczaneden alacağınız nazal nemlendiricilerle yapabilirsiniz. Daha sonra uyku problemine çözüm bulmak için hızlıca harekete geçilmelidir. Hasta uykuya dalsa bile sık sık uyanacağı için onu uykuda tutacak bir ilaç ilk etapta faydalı olacaktır. Bunun için mirtazapine etken maddeli ilaçları öneririm. Remeron ya da mirtaron insanların genelinde yan etki olarak ağır uyku yapar ve uykuda kalmayı sağlar. Bu ilaçların yanı sıra diazem gibi benzo sınıfına ait ilaçlar da uyutabilir ama bu ilaçların sık kullanılması ciddi problemlere yol açtığından kullanılmamasında fayda var.
Hasta ilk şoku atlattıktan sonra yapması gereken en acilinden bir uyku testidir. Uyku testi sırasında kandaki oksijen miktarı ve kalbin dakikadaki atış hızı en önemli iki göstergedir. Kandaki oksijen miktarı azalıyorsa bu hastanın nefes almayı durdurduğu anlamına gelir. Bu aşamada uyku apnesi akla ilk gelen problemdir. Uyku apnesi de üçe ayrılır: obstrüktif, merkezi ve bileşik. Obstrüktif burunun içindeki etlerin şişmesinden ya da boğazda yer alan yumuşak dokunun çökmesi yüzünden oluşur. Merkezi olanı sinir sistemi ile alakalıdır ve hastanın beyninin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller gönderememesiyle ortaya çıkar. Bileşik olanı da ilk ikisinin karışımı işte. Boş burun sendromuna sahip hastaların birçoğu cpap, bipap cihazları ile daha rahat uyuduklarını forumlarda anlatmışlar. Ben de uyku testimi yaptırdıktan sonra muhtemelen bu cihazlardan bir tanesini alacağım.
An itibari ile bu durumun ne yazık ki bir tedavisi yok. Fakat bu yakın gelecekte de olmayacağı anlamına gelmiyor. "adipose derived stem cell therapy" yani yağdan alınan kök hücre tedavileri atrofik yani işlev göremeyen konka mukozasına iyi geliyor ve burun içi kurumasından kaynaklanan kabuklanmayı ortadan kaldırıyor.
Konu ile ilgili aktarılabilecek çok bilgi var. Daha sonra güncelleyeceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)